anlaşmaya

listen to the pronunciation of anlaşmaya
Türkisch - Englisch
settlement agreement
A contractual agreement between parties to actual or potential litigation by which each party agrees to a resolution of the underlying dispute
The written version of a settlement that resolves certain issues It is generally a valid contract
Colorado Ute Indian Water Rights Final Settlement Agreement, December 10, 1986
The agreement as to how policy proceeds will be paid to the beneficiary
The arrangement made between an insurer and a policyowner (or beneficiary) concerning the manner in which the insurer will pay the policy proceeds to the beneficiary See also settlement options
A document that spells out the terms of a resolution by the parties without an adjudication
anlaşma
{i} deal

They said the deal was foolish. - Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi.

Tom made good money on that deal. - Tom o anlaşmada iyi para yaptı.

anlaşma
agreement

The Indians were not happy with this agreement. - Hintliler bu anlaşmadan mutlu değillerdi.

She took what he said as meaning agreement. - O, onun söylediğini anlaşma olarak aldı.

anlaşmaya göre talep
claim under a contract
anlaşmaya varma
negotiation
anlaşmaya varmak
come to an agreement
anlaşmaya varmak
come to an arrangement
anlaşmaya varmak
to come to an agreement
anlaşmaya varmak
get together
anlaşmaya varmak
settle with
anlaşmaya varmak
come to an understanding with
anlaşmaya varmak
reach an agreement
anlaşmaya varmak
strike a balance
anlaşmaya varmak
to strike a bargain, to come to an agreement
anlaşmaya varılmış
agreed
anlaşmaya yanaşmaz
uncompromising
anlaşma
compact
anlaşma
{i} concert
anlaşma
concord
anlaşma
{i} conspiracy
anlaşma
accord

These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law. - İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.

In accordance with our agreement, he stopped asking me personal questions. - Bizim anlaşma uyarınca o bana kişisel sorular sormaya son verdi.

anlaşma
settlement

The two countries will negotiate a settlement to the crisis. - İki ülke kriz için bir anlaşma görüşecekler.

The two countries came to a political settlement over this dispute. - İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı.

anlaşma
{i} assent
anlaşma
{i} contract

They are satisfied with the contract. - Onlar anlaşmadan memnun.

The union and the company have come to terms on a new contract. - Sendika ve şirket yeni bir sözleşme üzerinde anlaşma sağladılar.

anlaşma
(Tekstil) arrangament
anlaşma
arrangement

We made arrangements to meet at 6 p.m. on Monday. - Biz Pazartesi günü saat akşam 6'da buluşmak için anlaşma yaptık.

We've come to an arrangement. - Biz bir anlaşmaya vardık.

anlaşma
(Ticaret) amicable settlement
anlaşma
(Politika, Siyaset) league
anlaşma
(Ticaret) charter
anlaşma
arrange

We made arrangements to meet at 6 p.m. on Monday. - Biz Pazartesi günü saat akşam 6'da buluşmak için anlaşma yaptık.

We've come to an arrangement. - Biz bir anlaşmaya vardık.

anlaşma
(Politika, Siyaset) determination
anlaşma
{i} handshake
anlaşma
{i} concurring
anlaşma
consensus
anlaşma
entente
anlaşma
convention
anlaşma
conclusion
anlaşma
accordance

In accordance with our agreement, he stopped asking me personal questions. - Bizim anlaşma uyarınca o bana kişisel sorular sormaya son verdi.

These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law. - İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.

anlaşma
treaty

The United States had a treaty with France. - Amerika Birleşik Devletleri'nin Fransa ile bir anlaşması vardı.

The treaty made Texas independent. - Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

anlaşma
alliance
anlaşma
(Tekstil) compromise

After much negotiation, the two sides in the dispute reached a compromise. - Görüşmelerden sonra iki taraf, anlaşmazlık konusunda bir uzlaşmaya vardılar.

Was the Missouri Compromise legal? - Missouri Anlaşması yasal mı?

anlaşma
inter rater
anlaşma
{i} covenant
anlaşma
the agreement
anlaşma
deal for
anlaşma
the deal
Savunma Bakanlığı Tehdit Azaltma Ve Anlaşmaya Uyum Dairesi
(Askeri) Defense Threat Reduction and Treaty Compliance Agency
anlaşma
agreement, understanding, accord, covenant, arrangement, compact, bond
anlaşma
pact, treaty
anlaşma
pact

Tom and I made a pact. - Tom ve ben bir anlaşma yaptık.

anlaşma
(Hukuk) accord, agreement, pledge
anlaşma
bid
anlaşma
bargain

Tom and I made a bargain. - Tom ve ben anlaşmaya vardık.

You made a bargain with us. - Bizimle anlaşmaya vardın.

anlaşma
harmony, mutual understanding
anlaşma
agreement, understanding
anlaşma
understanding

They have a secret understanding between them. - Aralarında gizli bir anlaşma var.

They came to an understanding. - Onlar bir anlaşmaya vardı.

anlaşma
showdown
anlaşma
concordat
anlaşma
{i} rapport
anlaşma
{i} hookup
anlaşma
{i} composition
anlaşma
{i} axis
firmalar arası anlaşmaya ilişkin bildirim
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
firmalar arası anlaşmaya ilişkin ihbar
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
firmalar arası anlaşmaya ilişkin tebliğ
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
teşebbüsler arası anlaşmaya ilişkin bildirim
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
teşebbüsler arası anlaşmaya ilişkin ihbar
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
teşebbüsler arası anlaşmaya ilişkin tebliğ
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
ödün vererek anlaşmaya varma
compromise
şirketler arası anlaşmaya ilişkin bildirim
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
şirketler arası anlaşmaya ilişkin ihbar
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
şirketler arası anlaşmaya ilişkin tebliğ
(Hukuk) notification of inter-enterprise agreement
Türkisch - Türkisch

Definition von anlaşmaya im Türkisch Türkisch wörterbuch

Anlaşma
(Hukuk) İTİLAF
Anlaşma
konvansiyon
anlaşma
Devletler arası siyasal, ekonomik, kültürel vb. alanlarda yapılan uzlaşma ve bu uzlaşmanın tespit edildiği belge, uyuşma, itilaf, antant
anlaşma
Anlaşmak işi
anlaşma
Sözleşme, mukavele
anlaşmaya
Favoriten