anfassen

listen to the pronunciation of anfassen
Englisch - Türkisch

Definition von anfassen im Englisch Türkisch wörterbuch

touch
{f} dokunmak

Küçük çocuklar her şeye dokunmak ister. - Little children like to touch everything.

Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum. - When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.

touch
tesir etmek
touch
aldatmak
touch
{i} az bir derece/miktar: He has a touch of fever. Azıcık ateşi var. There's a touch a sore spot/point hassas bir konuya/noktaya dokunmak
touch
{f} incitmek
touch
{f} yetmek
touch
{f} teğet geçmek
touch
elleme
touch
az bir derece/miktar
touch
kıyaslanmak
touch
elini sürmek
touch
eline su dökmek
touch
taç
touch
kullanmak
to take hold of
ele almak
touch
bahsetmek
touch
(Tıp) Tuşe
touch
sözünü etmek
touch
çalmak
touch
{i} temas

Mümkün olduğunca kısa sürede onunla temas edeceğim. - I will get in touch with him as soon as possible.

Ben seninle temas kuracağım. - I will get in touch with you.