Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.
- Tom has fond memories of Mary.
O, anılarımda kaybolmaya başlamıştı.
- She had begun to recede in my memory.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Hafıza, beynimizin önemli bir fonksiyonudur.
- Memory is an essential function of our brain.
Tom'un zayıf bir hafızası var.
- Tom has a poor memory.
Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember losing my memory.
Dan yaptıklarından hiçbir şey hatırlamıyordu.
- Dan had no memory of what he had done.
Babamın anısına bir şiir yazdım.
- I wrote a poem in memory of my dad.
Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Boston'da geçirdiğim zaman, yıllarca hatıralarımı süsleyecek.
- I will have good memories of my time in Boston for many years.
Belki hatıralarım bana oyun oynuyor.
- Maybe my memories are playing tricks on me.
Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.
He brought back several souvenirs.
- Er hat viele Andenken zurückgebracht.
He brought back several souvenirs.
- Er hat viele Andenken zurückgebracht.
Is there a souvenir shop in the hotel?
- Gibt es in dem Hotel einen Andenkenladen?