Tom'un bazı gerçekten acı anıları vardı.
- Tom had some really painful memories.
Kolej günlerimin anılarını hatırlarım.
- Memories of my college days come to my mind.
Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
Tom'un zayıf bir hafızası var.
- Tom has a poor memory.
Keşke daha iyi bir hafızam olsa.
- I wish I had a better memory.
Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- I have a clear memory of my childhood.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Babamın anısına bir şiir yazdım.
- I wrote a poem in memory of my dad.
Eski güzel günlerin hatıraları sel gibi peş peşe geldi.
- Memories of the good old days came flooding back one after another.
Belki hatıralarım bana oyun oynuyor.
- Maybe my memories are playing tricks on me.
Last week, I mailed him some souvenirs from the U.S.
- Letzte Woche versandte ich an ihn einige Andenken aus den Vereinigten Staaten.
He brought back several souvenirs.
- Er hat viele Andenken zurückgebracht.
He brought back several souvenirs.
- Er hat viele Andenken zurückgebracht.
I'll keep the menu as a souvenir.
- Ich behalte die Speisekarte als Andenken.