O Taro'nun erkek kardeşi.
- He is Taro's brother.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Sen bir günde yaşlanmadın.
- You haven't aged a day.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Tom Mary'nin kayınbiraderidir.
- Tom is Mary's brother-in-law.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Erkek kardeşinle birlikte okula gittim.
- I went to school with your brother.
İki erkek kardeş birlikte seyahat için gitti.
- Two brothers went to travel together.