Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
- Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
Elinden geleni yap ve daha sonra üzülme.
- Give it your all, and you won't be sorry later.
Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı.
- The thief hit me and gave me a black eye and then ran off.
Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Köpeğimi ne sıklıkta ve ne kadar beslemeliyim?
- How often and how much should I feed my dog?
İyi sağlık düzgün beslenme ve ölçülü egzersizden ibarettir.
- Good health consists of proper eating and moderate exercise.
O gerçekten şirin ve bu yüzden onunla çalışmayı seviyorum
- He's really cute, and so I like working with him.
O hastaydı ve bu yüzden onlar sessiz kaldılar.
- He was ill, and so they were quiet.
Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
- Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.
Tom'un ve senin arkadaşlarının nereye gittiğini biliyor musun?
- Do you know where Tom and your friends went?
If an internal node is encountered that contains a mask, the search key is logically ANDed with the mask and another search is made of the subtree.
Five and six are eleven.
Boys and girls come out to play.
bread, butter and cheese.
Call and see whether John is coming over.
A: I don't have a key. B: And... A: And I need one to get in.
I mended the chair and it broke again.
Peter answered, and sayde: master, and thou be he, bidde me come unto the on the water.
We want to move to a new town, buy a house, start a family and that.
... places like sub-Saharan Africa and the Americas ...
... as the stars and our evolving planet ...