Önce Hong Kong'a gideceğiz ve sonra Singapura gideceğiz.
- We'll go to Hong Kong first, and then we'll go to Singapore.
Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.
- Eat up the steak and then you can have a candy.
O, ara sıra annesine yazar.
- He writes to his mother every now and then.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Ara sıra ata binmeyi severim.
- I like to ride a horse now and then.
O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
- He still comes to see me now and then.
Hemen karar vermek zorundaydım.
- I had to decide right then and there.
Onun tekrar olmamasına asla izin vermemeye hemen karar verdim.
- I decided then and there to never let that happen again.
It created a disruption, and then some.
Call your mother now and then and let her know you care.