an undertaking that you have been assigned to do (as by an instructor)

listen to the pronunciation of an undertaking that you have been assigned to do (as by an instructor)
Englisch - Türkisch

Definition von an undertaking that you have been assigned to do (as by an instructor) im Englisch Türkisch wörterbuch

assignment
{i} atama

Onlar onun atama için doğru olmadığını düşünüyor. - They think he's not right for the assignment.

Tom atamayı kabul etti. - Tom accepted the assignment.

assignment
görev

Senin için başka bir görevim var. - I have another assignment for you.

Ben bir görev için kasaba dışındaydım. - I was out of town on an assignment.

assignment
{i} ödev

Ödevlerini Pazartesiye kadar teslim edeceksin. - You are to hand in your assignments by Monday.

Mary, her zaman erkek arkadaşının ödevlerini yapmasına yardımcı olur. - Mary always assists her boyfriend in doing his assignments.

assignment
(Bilgisayar,Teknik) değer verme
assignment
davanın görulmesi için gün tayin edilmesi
assignment
okul ödevi
assignment
(Ticaret) saptama
assignment
atanma
assignment
(Ticaret) ferağ
assignment
(Ticaret) vazife
assignment

Ödevle ilgili kafasında soru işareti olan? - Any doubts with the assignment?

İşlerimi bitiremedim. - I couldn't finish my assignments.

assignment
{i} kararlaştırma
assignment
{i} devir
assignment
feragat etme
assignment
(Askeri) VAZİFE, İŞ: Bir şahıs veya birliğe verilen görev
assignment
{i} feragat senedi
assignment
(isim) belirleme, kararlaştırma; atama, tahsis, tayin, görev, iş; ödev, ev ödevi; devretme, devir; feragat senedi, havale senedi
assignment
{i} tayin
Englisch - Englisch
assignment
an undertaking that you have been assigned to do (as by an instructor)
Favoriten