an opportunity to test something out; a test

listen to the pronunciation of an opportunity to test something out; a test
Englisch - Türkisch

Definition von an opportunity to test something out; a test im Englisch Türkisch wörterbuch

trial
duruşma

Yakalandı ve duruşma için tutuldu. - He was captured and held for trial.

Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu. - The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.

trial
yargılama

Bu bir yargılama değil bir duruşmadır. - This is a hearing, not a trial.

Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm. - I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.

trial
{i} deneme

Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz. - We learn by trial and error.

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

trial
{i} test

Tom'un testi ne zamandı? - When was Tom's trial?

trial
{i} dert
trial
imtihan kabilinden olan felaket veya keder
trial
(Ticaret) mahkemede duruşma
trial
{i} sınav
trial
başbelası
trial
{i} sınama
trial
{i} çile
trial
(Tıp) Deneme, tecrübe
trial
{i} örnek
trial
trial and error çeşitli yolları deneme
trial
denenme
trial
(isim) dava, deneme, prova, test, duruşma, yargılama, sınav, sınama, çile, dert, girişim, örnek
trial
duruşma, yargılama, muhakeme
trial
(sıfat) mahkeme, deneme, duruşma
Englisch - Englisch
trial
an opportunity to test something out; a test
Favoriten