an opportunity to test something out; a test

listen to the pronunciation of an opportunity to test something out; a test
Englisch - Türkisch

Definition von an opportunity to test something out; a test im Englisch Türkisch wörterbuch

trial
duruşma

Duruşma günden güne devam etti. - The trial went on day after day.

Tanık duruşmada konuştuğu sırada gergin görünmüyordu. - The witness did not seem nervous when he spoke at the trial.

trial
yargılama

Tom yargılamaya gelmeyecek. - Tom won't show up for trial.

Polis onu yargılamadı. - The police didn't put him on trial.

trial
{i} deneme

Deneme beş gün sürdü. - The trial lasted five days.

Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir. - Trial and error is essential to progress.

trial
{i} test

Tom'un testi ne zamandı? - When was Tom's trial?

trial
{i} dert
trial
imtihan kabilinden olan felaket veya keder
trial
(Ticaret) mahkemede duruşma
trial
{i} sınav
trial
başbelası
trial
{i} sınama
trial
{i} çile
trial
(Tıp) Deneme, tecrübe
trial
{i} örnek
trial
trial and error çeşitli yolları deneme
trial
denenme
trial
(isim) dava, deneme, prova, test, duruşma, yargılama, sınav, sınama, çile, dert, girişim, örnek
trial
duruşma, yargılama, muhakeme
trial
(sıfat) mahkeme, deneme, duruşma
Englisch - Englisch
trial
an opportunity to test something out; a test
Favoriten