Englisch - Türkisch
Definition von an open space; an extent; an expanse im Englisch Türkisch wörterbuch
- field
- {i} tarla
Tarlalarda çalışıyorlar.
-They work in the fields.
Tarla kır çiçekleriyle dolu.
-The field is full of wild flowers.
- field
- {i} savaş alanı
Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.
-The wounded soldiers were left in the field.
- field
- {f} cevabı yapıştırmak
- field
- {i} çalışma alanı
Ana çalışma alanınız nedir?
-What's your major field of study?
Tom'un çalışma alanı hukuktur.
-Tom's field of study is law.
- field
- cevaplandırmak
- field
- mera
Meralarda dolaşmayı severim.
-I like to roam about the fields.
- field
- otlak
- field
- açık arazi
- field
- çalışma
Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.
-Farmers are busy working in the field.
O benim çalışma alanım değil.
-That is not my field of work.
- field
- iş
Bilgisayarlar her yeri işgal etti.
-Computers have invaded every field.
- field
- {i} saha
O bizim beyzbol sahamızdır.
-That is our baseball field.
Sahada yeşil çim var.
-There is green grass on the field.
- field
- fırsat
- field
- {i} çayır; otlak, mera
- field
- (Tıp) Saha, alan
- field
- {f} (bir spor takımını) sahaya çıkarmak
- field
- (fiil) sahaya çıkarmak, cevabı yapıştırmak, top atmak (kriket)
- field
- top oyunlarında meydancı olmak
- field
- oyun sahası
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von an open space; an extent; an expanse im Englisch Englisch wörterbuch
- field
an open space; an extent; an expanse
Silbentrennung
an o·pen space; an extent; an ex·panseAussprache
Resimler
Historie
Favoriten