an observable fact or event

listen to the pronunciation of an observable fact or event
Englisch - Türkisch

Definition von an observable fact or event im Englisch Türkisch wörterbuch

phenomenon
görüngü ve olay
phenomenon
olağanüstülük
phenomenon
{i} (Felsefe) fenomen, görüngü
phenomenon
(Ticaret) olağan üstü olan şey
phenomenon
olgu

Böyle bir olgunun varlığı için hiçbir somut kanıt bulamadık. - We could find no concrete evidence for the existence of such a phenomenon.

Bu normal bir olgudur. - It's a normal phenomenon.

phenomenon
görüngü
phenomenon
fenomen

O tamamen farklı bir fenomendir. - That's a completely different phenomenon.

Bu büyük olasılıkla çok araştırma konusu olacak olan oldukça ilgi çekici bir fenomendir. - This is a highly intriguing phenomenon that will likely be the subject of much research.

phenomenon
hadise
phenomenon
olay

Bir gök kuşağı doğal bir olaydır. - A rainbow is a natural phenomenon.

Asit yağmuru bir doğa olayı değildir. - Acid rain is not a natural phenomenon.

phenomenon
olağanüstü kimse/şey/olay
phenomenon
{i} doğal olay

İsveç'te bir yerine üç isme sahip olmak bir çocuk için daha yaygındır, fakat burada, evde, daha sıra dışı bir doğal olaydır. - In Sweden it is more common for a child to have three first names than one, but here, at home, this is a more unusual phenomenon.

phenomenon
(Tıp) (phenomena) olay, hadise, fenomen
phenomenon
{i} algılanabilen şey
phenomenon
olağandışı şey/olgu
phenomenon
{i} olağanüstü şey
phenomenon
{ç} phe.nom.e.na (fînam'ına)
phenomenon
{i} harika
Englisch - Englisch
phenomenon
an observable fact or event

    Silbentrennung

    an ob·ser·va·ble fact or e·vent

    Türkische aussprache

    ın ıbzırvıbıl fäkt ır ivent

    Aussprache

    /ən əbˈzərvəbəl ˈfakt ər ēˈvent/ /ən əbˈzɜrvəbəl ˈfækt ɜr iːˈvɛnt/
Favoriten