Tom'un tavernası da bir teslimat hizmeti sunmaya başladığından beri taverna telefon görüşmeleriyle dolup taşıyor.
- Since Tom's Tavern has started offering a delivery service too, it has been flooded with phone calls.
Ona pozisyonu sunmayı düşünüyorum.
- I'm thinking of offering her the position.
Bazen yardımı kabul etmek onu önermekten daha zordur.
- Sometimes, accepting help is harder than offering it.
Yardım etmeyi öneriyor musun?
- Are you offering to help?
Bir şey içmek ister misin? Hayır, ama öneri için teşekkürler.
- Would you like something to drink? No, but thanks for offering.
Bir şey içmek ister misin? Hayır, ama öneri için teşekkürler.
- Would you like something to drink? No, but thanks for offering.
Şimdi sana yardım etmeyi öneriyorum.
- I'm offering to help you now.
Tom'a bir iş teklif ediyorum.
- I'm offering Tom a job.
Tom ona teklif ettiğimiz rüşveti kabul etmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to accept the bribe we're offering him.