O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
- It was a one-sided love affair.
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
Öldüğün zaman, senin işlerine ben bakacağım.
- I'll look after your affairs when you are dead.
Bu, entrika, aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir hikaye.
- This is a story full of intrigue, love, betrayal and secrets.
Entrika çevirmedin mi?
- Aren't you intrigued?
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
Onlar olayı araştıracak.
- They are going to investigate the affair.
Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı.
- There was an air of mystery about the whole affair.
Onun mesele ile ilgisi olmadığını anlıyor musun?
- Do you think she has nothing to do with the affair?
İş hakkında konuşmak ister misin?
- Do you want to talk about the affair?
Konu bana birçok uykusuz gecelere mal oldu.
- The affair cost me many sleepless nights.
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.