an interrogation; a question

listen to the pronunciation of an interrogation; a question
Englisch - Türkisch

Definition von an interrogation; a question im Englisch Türkisch wörterbuch

interrogate
sorgulamak

Polis Tom'u sorgulamak istiyor. - The police want to interrogate Tom.

interrogate
sorgudan geçirmek
interrogate
(Osmanlıca) isticvap etmek
interrogate
(Kanun,Osmanlıca) istinkak etmek
interrogate
sorgula

Tutuklanmamdan hemen sonra birkaç kez sorgulandım. - Right after my arrest I was interrogated several times.

Bugün sorgulanmadın, değil mi? - You weren't interrogated today, right?

interrogate
sorguya çekmek
interrogate
SORGUYA ÇEKMEK: Harp esirlerini veya kıymetli bilgilere sahip oldukları sanılan kimseleri, istihbarat maksadıyla, sorguya çekmek
interrogate
{f} soru sormak
interrogate
{f} ifadesini almak
interrogate
sorguya çek

Bugün sorguya çekilmedin, değil mi? - You were not interrogated today, were you?

Sami bu küçük odada sorguya çekildi. - Sami was interrogated in this small room.

Englisch - Englisch
interrogate
an interrogation; a question
Favoriten