an interrogation; a question

listen to the pronunciation of an interrogation; a question
Englisch - Türkisch

Definition von an interrogation; a question im Englisch Türkisch wörterbuch

interrogate
sorgulamak

Polis Tom'u sorgulamak istiyor. - The police want to interrogate Tom.

interrogate
sorgudan geçirmek
interrogate
(Osmanlıca) isticvap etmek
interrogate
(Kanun,Osmanlıca) istinkak etmek
interrogate
sorgula

Polis, Tom'u üç saat boyunca sorguladı. - The police interrogated Tom for three hours.

Sorgulanmayı sevmiyorum. - I don't like being interrogated.

interrogate
sorguya çekmek
interrogate
SORGUYA ÇEKMEK: Harp esirlerini veya kıymetli bilgilere sahip oldukları sanılan kimseleri, istihbarat maksadıyla, sorguya çekmek
interrogate
{f} soru sormak
interrogate
{f} ifadesini almak
interrogate
sorguya çek

Tom Kanadalı gümrük yetkilileri tarafından sorguya çekildi. - Tom was interrogated by Canadian customs officials.

Polis Tom'u sorguya çekti. - The police interrogated Tom.

Englisch - Englisch
interrogate
an interrogation; a question
Favoriten