O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
Herhangi bir gerçek, belirsiz bir şüpheden daha iyidir.
- Any truth is better than indefinite doubt.
Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
- Will the universe expand indefinitely?
Sami sınırsız hasta iznindeydi.
- Sami was on indefinite sick leave.
Regency Oteli süresiz olarak kapatıldı.
- The Regency Hotel was closed indefinitely.
Oyun süresiz olarak ertelendi.
- The game has been postponed indefinitely.