Tom bir fabl ve bir masal arasındaki farkı bilmiyor.
- Tom doesn't know the difference between a fable and a fairytale.
Her masal, alınacak bir dersle biter.
- Every fable ends up with a moral.
Tom bir fabl ve bir masal arasındaki farkı bilmiyor.
- Tom doesn't know the difference between a fable and a fairytale.
Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
O, İnkaların efsanevi altın şehrini bulduğuna inanarak öldü.
- He died believing that he had found the fabled golden city of the Incas.