Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.
- You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard.
Neredeyse kahvemi klavyeye döküyordum.
- I nearly spilled my coffee on the keyboard.
Tom bilgisayar klavyesindeki bir tuşa bastı.
- Tom pressed a key on the computer keyboard.
Senin tuş takımının yer değiştirmesi gerekir.
- Your keyboard needs replacing.