Seni etkilemek istiyordum.
- I wanted to impress you.
Herkesi etkilemek istiyorum.
- I want to impress everyone.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
- I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.
Such admonitions, in the English of the Authorized Version, left an indelible impress on imaginations nurtured on the Bible .