Gezegendeki su miktarı sabit kalır.
- The amount of water in the planet remains constant.
Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
- The blood stream is usually constant and continuous.
Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.
- The only thing constant in this world is change.
Bu daimi bir sorundur.
- This is a constant problem.
O, sürekli nevraljiden acı çekmektedir.
- She suffers from constant neuralgia.
O çocuğun sürekli çığlığı saçlarımı ağarttı.
- That child's constant screaming gives me gray hairs.