Bununla ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested in this.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
- I asked Tom what he thought of Mary.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
- Oh, thanks! How thoughtful.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
- I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
- I never thought I would find a woman like you.
Yılanları çok düşünme onu solduruyor.
- The very thought of snakes makes her turn pale.
Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
- It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
Birçok sağır insan özürlü olarak düşünülmekten hoşlanmazlar.
- Many Deaf people dislike being thought of as disabled.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
- It's thoughtless of her to say so.
Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum.
- I thought you were raised in L.A.
Seni tanıdığımı sanıyordum.
- I thought I knew you.