an eye on a potato is one of the dark spots from which new stems grow

listen to the pronunciation of an eye on a potato is one of the dark spots from which new stems grow
Englisch - Türkisch

Definition von an eye on a potato is one of the dark spots from which new stems grow im Englisch Türkisch wörterbuch

eye
{i} göz

Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı. - This song is so moving that it brings tears to my eyes.

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - My mother looked at me with tears in her eyes.

eye
yatak istinadı
eye
iğne deliği
eye
bakış

Tom'un gözlerinde terör bakışını gördüm. - I saw the look of terror in Tom's eyes.

Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim. - By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek.

eye
{f} gözle

Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı. - Mother looked at me with tears in her eyes.

Sakin olmak için gözlerimi kapattım. - I closed my eyes to calm down.

eye
delik

Tom'un delikli bir kaşı var. - Tom has a pierced eyebrow.

eye
çeşm
eye
{i} kanı

Onun gözü şişmişti ve burnu kanıyordu. - His eye was swollen and his nose was bleeding.

eye
{f} dikkatle bakmak
eye
{i} görüş

Benim görüşüm kötüleşiyor. - My eyesight is getting worse.

Benim kötü görüşüm var. - I have poor eyesight.

eye
toplanma noktası
eye
göze benzer herhangi bir şey
eye
dişi kopça
eye
(isim) göz, bakış, nazar, görüş, bakış açısı, kanı, ilmik, ilik, tomurcuk
eye
{f} gözetlemek
eye
{i} tomurcuk
eye
{f} süzmek
eye
gözünü dikip bakmak
Englisch - Englisch
eye
an eye on a potato is one of the dark spots from which new stems grow

    Silbentrennung

    an eye on a po·ta·to I·s one of the dark spots from which new stems Grow

    Türkische aussprache

    ın ay ôn ı pıteytō îz hwʌn ıv dhi därk späts fırm hwîç nyu stemz grō

    Aussprache

    /ən ˈī ˈôn ə pəˈtāˌtō əz ˈhwən əv ᴛʜē ˈdärk ˈspäts fərm ˈhwəʧ ˈnyo͞o ˈstemz ˈgrō/ /ən ˈaɪ ˈɔːn ə pəˈteɪˌtoʊ ɪz ˈhwʌn əv ðiː ˈdɑːrk ˈspɑːts fɜrm ˈhwɪʧ ˈnjuː ˈstɛmz ˈɡroʊ/
Favoriten