Öneriniz biraz aşırı.
- Your proposal is a bit extreme.
Tom'un işi aşırı stress yaratıyor.
- Tom's job creates extreme stress.
Biz Tom'un önerisini çok aşırı olarak reddettik.
- We rejected Tom's suggestion as too extreme.
Ton son derece çok bilmiş.
- Tom is extremely sophisticated.
Bu onun için aşırı derecede zordur.
- This is extremely hard for him.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Fadıl açgözlülüğünü örtmek için uçlara gitti.
- Fadil went to extremes to cover up his greed.
O bir uçtan diğerine düştü.
- He fell from one extreme to the other.
Tom son derece şiddetli.
- Tom is extremely violent.
Onlar olağanüstü durumlar.
- They are the extreme cases.