Fırtına geminin limandan ayrılmasını imkansız hale getirdi.
- The storm will make it impossible for the ship to leave port.
Şu gemi bu limandan yurt dışına gider.
- That ship goes abroad from this port.
Onların gemisi hâlâ limanda.
- Their ship is still in port.
Kütüphanenin bu bölümü halka açık değil.
- This portion of the library is off-limits to the public.
Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
- Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
And from their ivory port the Cherubim,/Forth issuing at the accustomed hour, — Milton, Paradise Lost (1667), book IV.