an enthusiast; a zealot

listen to the pronunciation of an enthusiast; a zealot
Englisch - Türkisch

Definition von an enthusiast; a zealot im Englisch Türkisch wörterbuch

enthusiastic
{s} coşkulu

Astronotlar kendi coşkulu tezahüratları ve alkışlarlarıyla karşılandı. - The astronauts were greeted by their enthusiastic cheers and applause.

Bu kitap, onun coşkulu araştırmasının bir sonucudur. - This book is a result of his enthusiastic research.

enthusiastic
{s} istekli

Sen çok istekli görünmüyorsun. - You don't seem very enthusiastic.

O duygularını sakladı ve istekliymiş gibi davrandı. - He hid his emotions and pretended to be enthusiastic.

enthusiastic
{s} ateşli
enthusiastic
meraklı
enthusiastic
hararetli
enthusiastic
şevkli
enthusiastic
coşkun
enthusiastic
{s} hevesli

Tom Mary kadar hevesli görünmüyordu. - Tom didn't sound as enthusiastic as Mary.

Tom çok hevesli değil, değil mi? - Tom isn't very enthusiastic, is he?

enthusiastic
{s} can atan
Englisch - Englisch
enthusiastic
an enthusiast; a zealot
Favoriten