Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.
- To tell the truth, I drove my father's car without his permission.
Aşk nedir? Doğrusunu söylemek gerekirse, hala bilmiyorum ne olduğunu.
- What is love? To tell the truth, I still don't know what it is.