Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.
- Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla.
Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.
- We don't have time to search every room carefully.
O, kayıp çocuğunu aramak için gitti.
- She went in search of her lost child.
Birçok adam altın aramak üzere batıya gitti.
- Many men went west in search of gold.
O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.
- She went in search of a doctor for her sick baby.
Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
- All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
With only five minutes until we were meant to leave, the search for the keys started in earnest.