Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz.
- No one can master English if he doesn't make effort.
Gayretin övgüye şayan.
- Your effort deserves praise.
Çaba güzel sonuçlar üretir.
- Effort produces fine results.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Proje, üç farklı sınıftan öğrencinin ortak çalışmasıydı.
- The project was a joint effort by students from three different classes.
Bu yaşlı politikacılar neden yeniden seçilmeye çalışmak için bu kadar çok zaman ve emek harcıyorlar? Hayatlarının çok daha uzun sürmesi muhtemel değildir.
- Why do these elderly politicians spend so much time and effort trying to get reelected? Their lives are not likely to last much longer.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.