O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.
- She gave a lift to a co-worker.
Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- My colleague and her husband are both American.
Dan testeresi ile bir meslektaşını ciddi biçimde yaraladı.
- Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
O gerçekten çok çalışıyor ve onun meslektaşları bunun için ona saygı duyuyor.
- He works really hard, and his co-workers respect him for it.
İspanya'da bir meslektaşımız var.
- We have a colleague in Spain.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
- He made the plan along with his colleagues.
Onlar çalışma arkadaşlarımdır.
- They are both colleagues of mine.