an assault or attack

listen to the pronunciation of an assault or attack
Englisch - Türkisch

Definition von an assault or attack im Englisch Türkisch wörterbuch

attempt
{f} girişimde bulunmak
attempt
kalkışmak
attempt
{i} girişim

Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır. - The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.

Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu. - Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.

attempt
teşebbüs

On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler. - In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.

Tom sorun hakkında bir şey yapmaya teşebbüs eden tek kişiydi. - Tom was the only one who even attempted to do something about the problem.

attempt
teşebbüste bulunmak
attempt
kıyam
attempt
girişmek

Dan soyguna girişmek istedi. - Dan wanted to attempt the robbery.

attempt
denemek
attempt
yeltenmek
attempt
{f} çalış

Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar. - They're attempting to contact her.

Nehri yüzerek geçmeye çalıştı. - He attempted to swim across the river.

attempt
çalışmak
attempt
deneme

Kaçış denemesi başarılıydı. - His escape attempt was successful.

Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı. - This attempt resulted in failure.

attempt
(fiil) kalkışmak, yeltenmek, girişimde bulunmak, teşebbüs etmek, denemek
attempt
(Mukavele) teşebbüs, girişim; teşebbüs etmek, girişimde bulunmak
attempt
(Askeri) TEŞEBBÜS ETMEK; GİRİŞİM
attempt
(isim) kalkışma, yeltenme, girişim, teşebbüs
Englisch - Englisch
attempt
an assault or attack

    Silbentrennung

    an as·sault or at·tack

    Türkische aussprache

    ın ısôlt ır ıtäk

    Aussprache

    /ən əˈsôlt ər əˈtak/ /ən əˈsɔːlt ɜr əˈtæk/
Favoriten