an armless, backless seat

listen to the pronunciation of an armless, backless seat
Englisch - Türkisch

Definition von an armless, backless seat im Englisch Türkisch wörterbuch

stool
tabure

Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu. - A man came in and sat on the stool next to her.

Tom barda üç tabure ötede oturuyordu, bira içiyordu. - Tom was sitting at the bar three stools away, drinking beer.

stool
arkalıksız sandalye
stool
büyük abdest
stool
yeni filiz vermek
stool
(botanik) yeni filiz veren (eski) kök veya kütük
stool
dışkı defetmek. 1
stool
oturak, lâzımlık
stool
iskemle, tabure
stool
ayak taburesi
stool
çığırtkan kuş
stool
{i} filizlenen kütük
stool
{i} dışkı, kazurat; gaita
stool
yeni filiz veren eski kök veya kütük
stool
yeni filiz
stool
{i} lazımlık
stool
{i} büyük aptes
stool
(Tıp) Defihacet matiyer fekal, büyük aptest, feçes, dışkı, gaita
stool
gammazlamak
Englisch - Englisch
stool
an armless, backless seat
Favoriten