Tartışma için uygun bir başlık değil.
- It's not a suitable topic for discussion.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
Yahudi-Hıristiyan konuları hakkında yazmamı istiyorsan para ödemek zorundasın.
- If you want me to write about Judeo-Christian topics, you have to pay money.
Tom'la tartışmaman gereken bazı konular var.
- There are some topics you shouldn't discuss with Tom.
Konuşmada yeni bir konu gündeme geldi.
- A new topic came up in conversation.
Konuşma diğer konulara geçti.
- The conversation moved on to other topics.