Benden gizlemek zorunda değilsin.
- You didn't have to hide from me.
Yüzünü gizlemek istiyorsan, çıplak yürü.
- If you want to hide your face, walk naked.
Saklanmak zorunda değiliz.
- We don't have to hide.
Saklanmak zorunda değilsin.
- You don't have to hide.
Saklamak zorunda olduğun bir şeyin var mı?
- Do you have something to hide?
Tom hislerini Mary'den saklamak zorunda değildir.
- Tom doesn't have to hide his feelings from Mary.
Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
- Thanks for saving my hide.
O, hatasını bizden gizlemeye çalıştı.
- She tried to hide her mistake from us.
Onu nereye gizleyeceğini düşünemedi.
- He couldn't think where to hide it.
Gizlenmek zorunda değiliz.
- We don't have to hide.
Gizlenmek için güvenli bir yer bulmamız gerek.
- We need to find a safe place to hide.