Tom hangi yaklaşımı alacağına karar veremiyor.
- Tom can't decide which approach to take.
Konuya başka bir yaklaşım deneyelim.
- Let's try another approach to the matter.
At, römorka bile yaklaşmak istemedi.
- The horse did not want to even approach the trailer.
Başkana yaklaşmak zordur.
- The president is difficult to approach.
Kaza ben gelmeden önce oldu.
- The accident happened previous to my arrival.
Kışın gelmesiyle birlikte ağaçlardaki yapraklar düşer.
- With the arrival of winter, the leaves on the trees fall down.
Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
- Keiko informed him of her safe arrival.
Ken trenin gelişini bekliyor.
- Ken is waiting for the arrival of the train.
Tarifede varış saatine baktım.
- I looked up the arrival time in the timetable.
Bizim varışımızdan kısa bir süre sonra ayrıldı.
- He left soon after our arrival.
O yaklaşması zor bir adamdır.
- He is a hard man to approach.
Başkana yaklaşmak zordur.
- The president is difficult to approach.
O, ben varmadan önce oldu.
- It happened prior to my arrival.
Biz yolculuğumuzun sonuna yaklaşıyoruz.
- We're approaching the end of our journey.
Bu yol şehre giden tek yoldur.
- This road is the only approach to the city.
O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
- He approached and fell on his knees.
Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
- According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
As x approaches infinity, 1/x approaches 0.
A nearer approach to the human type. — Richard Owen.
But exhorting one another; and so much the more, as ye see the day approaching. —Heb. x. 25.
as he approaches to the character of the ablest statesman.
... And so if we take a balanced approach, what that then allows us to do is also to help ...
... So my approach is to say, how do we strengthen the system over the long term? And in Medicare, ...