Affedersiniz hanımefendi, önünüzde böyle ağlıyor olmaktan utandım ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum.
- Pardon me, madam, I'm ashamed to be crying like this in front of you, but I can't hold my tears.
Holmes neşeyle Günaydın hanımefendi dedi.
- Good-morning, madam, said Holmes cheerily.
Hizmetinizdeyim, bayan!
- At your service, madam!
Burada bir bayan var.
- There is a madam here.