İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.
- He came to Tokyo in search of employment.
İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.
- The UK employment rate is at a record high.
O bir daktilocu olarak iş buldu.
- She found employment as a typist.
İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
- Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment.