Tom büyük bir fabrika için çalışıyor.
- Tom works for a large factory.
Benim babam bir fabrikada çalışır.
- My father works in a factory.
Picasso'nun çalışmalarını severim.
- I like the works of Picasso.
Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim.
- I have seen neither of his works.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir.
- The painter produces many fine works of art.
Beton karma tesisi sadece şantiyeden bir mil uzakta.
- The concrete mixing plant is just a mile from the worksite.
O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
- He works for a plumbing company.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Boş eller internetin atölyesidir.
- Idle hands are the Internet's workshop.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Birisi işleri baltaladı.
- Someone's put a spanner in the works.
Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.
- Tom works out in a gym near his house.
O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır.
- It works exactly as advertised.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır.
- Tom is not a lazy boy. As a matter of fact, he works hard.
His works displayed his righteousness.