Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
İstasyona giderken eski bir sınıf arkadaşıma rastladım.
- I ran into an old classmate of mine on my way to the station.
Tom ve Mary sınıf arkadaşıydı.
- Tom and Mary were classmates.
Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.
- What surprised me most when I first entered college was how few of my classmates knew how to study efficiently.
Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.
- Tom and his classmates are going to an art museum tomorrow afternoon.
Mary okul arkadaşlarının en tembelidir.
- Mary's the laziest of her schoolmates.