an (unspecified) quantity or capacity

listen to the pronunciation of an (unspecified) quantity or capacity
Englisch - Türkisch

Definition von an (unspecified) quantity or capacity im Englisch Türkisch wörterbuch

measure
ölçmek

Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor. - Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.

Halı almadan önce odayı ölçmek zorunda kalacağız. - We'll have to measure the room before we buy the rug.

measure
{i} önlem

Böylesine önlemler gerekli değildi. - Such measures were not necessary.

Kongre önlemi onaylamadı. - Congress did not approve the measure.

measure
ölçme birimi
measure
(İnşaat) ölçüt
measure
karşılaştırmak
measure
ölçüm yapmak
measure
ölçüsünde olmak
measure
{f} ölç

Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz. - We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.

Zamanın ölçüsü nedir? - What are the measures of time?

measure
metraj çıkarmak
measure
(isim) ölçü, miktar, ölçüm, ölçek, oran, had, vezin, önlem, tedbir
measure
{i} miktar

Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü. - Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.

measure
angular measure açı ölçüsü
measure
(Askeri) ÖNLEME, TEDBİR, ÖLÇÜ
measure
{f} 1. ölçmek; ölçüsünü almak: Measure the height of that door right now! O kapının yüksekliğini hemen ölç! The tailor is measuring me for a
measure
{f} süzmek
measure
(Tekstil) ölçü: ölçmek
measure
full measure tam ölçü
measure
{i} derece

Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir. - The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.

measure
{i} had
measure
{i} ölçek
Englisch - Englisch
measure
an (unspecified) quantity or capacity
Favoriten