Senin İngilizcenin akıcılığı şaşırtıcı.
- The fluency of your English is amazing.
Ödülü kazanman şaşırtıcı.
- It is amazing that you won the prize.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Gerçekten çekici görünüyorsun.
- You really do look stunning.
Tekniği kesinlikle hayret vericiydi.
- His technique was absolutely amazing.
Onun ani istifası beni şaşırttı.
- I was amazed at his abrupt resignation.
Onun akıllılığı sık sık beni şaşırtır.
- Her cleverness often amazes me.
Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.
- The artistic beauty of the garden is truly amazing.
Tom'un başını bu kadar çok belaya sokması şaşırtıcı.
- It's amazing how much trouble Tom is able to get into.
İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
- We both smiled in amazement.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
Bu şaşılacak derecede basit.
- It's amazingly simple.
Koreograf çarpıcı bir dans rutini yarattı.
- The choreographer created a stunning dance routine.
O elbise onun üzerinde çarpıcı görünüyor.
- That dress looks stunning on her.
That film was stunning.
Shattuck looked at him in amaze.
He was amazed when he found that the girl was a robot.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .
Cool! Of course 99% of the amazing is due to the powered by TiddlyWiki part of MonkeyGTD.. :).
... but it's amazing. It's just like RRRR. They're like hugging him, and he's, like, oh, go for ...
... ok and by the way for the record an amazing catch ...