El yazısı kullanabilen genç insanların sayısının gitgide azaldığını şaşkınlıkla öğrendim.
- I was amazed to learn that fewer and fewer young people can write in cursive.
Onun ani istifası beni şaşırttı.
- I was amazed at his abrupt resignation.
Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
- He amazed everyone by passing his driving test.
Gördüğünde şaşırmıştı.
- He was amazed at the sight.
Uzmanlar da şaşırmıştı.
- The experts were amazed, too.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Sizin şefkatiniz beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyor.
- Your compassion never ceases to amaze me.
Tom beni şaşırtmaktan asla vaz geçmez.
- Tom never ceases to amaze me.
Onun ani istifası beni şaşırttı.
- I was amazed at his abrupt resignation.
İkimiz de şaşkınlık içinde gülümsedik.
- We both smiled in amazement.
O şaşkınlık içinde baktı.
- She looked in amazement.
Shattuck looked at him in amaze.
He was amazed when he found that the girl was a robot.
amazeth many men that are to speak or show themselves in public assemblies, or before some great personages .
... And I'm amazed. ...