Bizim restoran en iyisidir.
- Our restaurant is the best.
Soğuk Moskova kışlarında kendi başına şapka takmak en iyisidir.
- It's best to wear a cap on your head during the cold Moscow winters.
Tom'un yapabileceğinin en iyisi bu mu?
- Is this the best Tom can do?
Tom yapabileceğinin en iyisini yapıyor.
- Tom does the best he can.
En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.
- Take the one you like best, whichever it is.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
- She likes traveling best of all.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Babana en iyi dileklerimle.
- Best regards to your father.
O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.
- He made the best of the opportunity.
Zaman çok değerli bir şeydir, bu yüzden onu en iyi şekilde kullanmamız gerekir.
- Time is a precious thing, so we should make the best use of it.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do my best to pass the examination.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to pass the examination.