always an adverb noun person, place, or thing

listen to the pronunciation of always an adverb noun person, place, or thing
Englisch - Türkisch

Definition von always an adverb noun person, place, or thing im Englisch Türkisch wörterbuch

not
gayri
not
emes
not
değil

Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum. - I like to play sport for fun not for competition.

John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç. - John is not as old as Bill; he is much younger.

not
yok

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu. - There was nothing but an old chair in the room.

Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur. - There is nothing concealed that will not be revealed.

not
Mühim değil
not
z. değil, olmayan
not
not only this yalnız bu değil
not
not a little epey not at all hiç
not
asla

Neyin doğru olmadığını asla söylemem. - I never say what is not true.

Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor. - Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.

not
katiyen

Katiyen yapmayacaksın. - You'll do nothing of the kind.

Tüm gün katiyen bir şey yemedim. - I ate absolutely nothing the whole day.

not
Not halfÇokHiç fena değil
not
Suçsuzdur
not
whether he goes or not gitse de gitmese de
not
de
Englisch - Englisch
not