Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun?
- I don't understand. Why do you hang out with her all the time?
Ben bunu hep yaparım.
- I do it all the time.
O her zaman orada kaldı.
- He stayed there all the time.
İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
- On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
Sürekli burnumu temizlemek zorundayım.
- I have to blow my nose all the time.
Tom, onlar ilkokuldayken, sürekli Mary'ye sataşırdı.
- Tom used to pick on Mary all the time when they were in elementary school.
The public does not wish to be outraged in this way all the time.