Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
O, çok yaşlı olmasına rağmen, o sağlıklıdır.
- Even though he's very old, he's healthy.
Şirket politikasına ters olmasına rağmen, Tom ve Mary her karşılaşmada öpüşür ve birbirlerine sarılırlardı.
- Even though it's against company policy, Tom and Mary kiss and hug every time they meet.
Bunu sevmesen bile, yemelisin.
- Even though you don't like this, you must eat it.
Şu anda kendine ait bir piyanosu olmasa bile Tom hâlâ piyano çalabiliyor.
- Tom can still play the piano even though he doesn't own one now.
Küçük olsa bile hala harika bir arabadır.
- Even though it's small, it's still a great car.
Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.
- Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.
She left him, even though she still loved him.