although, though, but, yet

listen to the pronunciation of although, though, but, yet
Englisch - Türkisch

Definition von although, though, but, yet im Englisch Türkisch wörterbuch

however
ancak

Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı. - She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away.

Ancak, miktar doğru değildi. - However, the quantity was not correct.

however
bununla beraber
however
her halükârda

Her halükârda istisnalar vardır. - There are exceptions, however.

however
ama

Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi. - Tom wanted to give Mary a goodbye kiss. However, she backed away.

Tom ve Mary başlangıçta birbirlerini sevmediler ama sonunda iyi arkadaş oldular. - Tom and Mary didn't like each other at first. However, they eventually became good friends.

however
halbuki

Konser kısaydı. Hâlbuki, çok iyiydi. - The concert was short. However, it was very good.

however
nasıl oldu da
however
gelgelelim
however
(bağlaç) ama, ancak, halbuki, her ne şekilde, oysa
however
oysaki
however
gerçektende
however
hoş

Tom Mary'den hoşlanmıyor. Ama onun ondan hoşlanıp hoşlanmadığı özellikle onun umurunda değil. - Tom doesn't like Mary. However, she doesn't particularly care whether he likes her or not.

Hamlet muhtemelen evlenmek istemiyordu.Sadece bir Hamlet vardı fakat ondan hoşlanan bir sürü insan var. - Hamlet probably didn't want to get married. There was only one Hamlet, however there are many people like him.

however
şu var ki
however
her nasıl

Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı. - What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.

however
nasıl

Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız. - However we go, we must get there by seven.

Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı. - What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.

however
yine de

Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler. - It was raining. However, they still went on their school trip.

Yine de, fikrine katılamıyorum. - I can't, however, agree with your opinion.

however
her ne şekilde
however
ama, bununla birlikte, ancak, yalnız
however
(zarf) her nasılsa, her halükârda, nasıl olursa olsun, nasıl oldu da
however
oysa
however
conj. ama
Englisch - Englisch
however
although, though, but, yet
Favoriten