altın

Türkisch - Englisch

Definition von altın im Türkisch Englisch wörterbuch

The girl has golden hair. - Kızın altın saçı var.

Speech is silver, but silence is golden. - Söz gümüşse sükût altındır.

{i} gold

Idiot! She's not being honest when she says she loves you. Haven't you figured it out yet? She's just a gold digger. - Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.

They awarded her a gold metal for her achievement. - Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.

Tom never told anyone where he hid the gold coins. - Tom altın paraları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.

Tom thought where he put his gold coins was the perfect hiding place. However, he was wrong. - Tom altın paralarını koyduğu yerin mükemmel saklama yeri olduğunu düşünüyordu. Fakat, yanılıyordu.

coins made of gold

malleable precious yellow metal

gold; gold coin; golden

(Tabiat Doğa) (mineral, maden) gold

Tom is a gold prospector. - Tom bir altın arayıcısıdır.

altın çocuk

Altın çamura düşmekle değer yitirmez

(Atasözü) A rose by another name would smell as sweet

altın küre

altın tepside sunmak

serve on a silver platteroffer on a golden tray

altın yaprak

altın çilek

(Botanik, Bitkibilim) Gooseberry

Altın anahtar her kapıyı açar

Money opens all doors

altın adını bakır etmek

altın adını bakır etmek

to disgrace oneself

altın arayıcısı

Idiot! She's not being honest when she says she loves you. Haven't you figured it out yet? She's just a gold digger. - Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.

altın ayarı

altın ayarı

altın babası

altın beşik

chair carry (with clasped hands)

altın bilezik

a skill one can use to support oneself

altın bir bilezik görmek istiyorum

I would like to see a gold pin

altın bir broş görmek istiyorum

I would like to see this necklace

altın bir iğne görmek istiyorum

I would like to see a gold chain

altın bir kolye görmek istiyorum

I would like to see a gold pendant

altın bir küpe görmek istiyorum

I would like to see gold earrings

altın bir pandantif görmek istiyorum

I would like to see a gold pendant

altın bir yüzük görmek istiyorum

I would like to see a gold ring

altın bir zincir görmek istiyorum

I would like to see a gold brooch

altın borsası

altın boya

altın brokar

altın esası

altın fırsat

golden opportunity

altın gibi

altın gözlü ördek

altın ihraç miktarı

altın içeren

altın kafes

altın kakma

1. design of inlaid golden wire. 2. inlaid with gold

altın kamış

(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: çuhaçiçeğigiller,rebiiye) [syn.: altın kamış, bahariye] yellow loosestrife

altın kaplama

altın kaplama

a) gold plating, gilding b) gold-plated, gilt

altın kaplama

1. gold-plating. 2. gold-plated

altın kaplama

altın kaplamak

to gold-plate, to gild

altın kaplamak

altın kaplanmış

altın kaplı

altın kaydı

altın keseği

altın kesmek

to make a lot of money

altın kimyası

altın kol düğmeniz var mı

Have you got any gold cufflinks

altın kuyumcusu

altın külçe

altın külçe sistemi

gold bullion standard

altın külçesi

altın küpeniz var mı

Have you got any gold earrings

altın leğene kan kusmak

to live in misery in spite of great wealth

altın lira

altın madalya

altın madalyalı sporcu

altın madalyalı sporcu

altın madeni

altın madeni

altın madeni hisseleri

altın para

old Roman gold or silver coin

altın para

altın para

altın paranız var mı

Have you got any gold coins

altın postu arayan yason'un kahraman gemicisi

altın rehber

altın renkli at

altın sarısı

Mary has long golden hair. - Tom'un uzun altın sarısı saçı var.

altın sarısı

altın sarısı

altın sayısı

altın sikke

altın sikke sistemi

gold species standard

altın standardı

altın suyu

altın sülün

(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: sülüngiller) golden pheasant

altın taklidi

altın taklidi metal

altın taklidi pirinç

altın topu gibi

like a golden ball (said for a pretty and chubby baby)

altın tozu

Tom had several bags of gold dust in the trunk of his car. - Tom'un arabasının bagajında birkaç altın tozu torbası vardı.

altın varak

gold foil, gold leaf

altın ve pirinç karışımı

altın veya gümüş çubuklar

altın yaldızla süslemek

altın yaldızlı

altın yaldızlı

altın yaprak

altın yaprağı

altın yatağı

altın yumurtlayan kazı kesmek

to kill the goose that lays the golden egg

altın yumurtlayan tavuk

1. person with a generous income. 2. tourist with money to spend

altın yumurtlayan tavuğu kesmek

kill the goose lays the golden eggs

altın yıkayıcı

altın yıldönümü

altın yıldönümü

golden anniversary, golden wedding

altın zincir

altın çağ

altın çağ

altın çağ

(ı) the golden age

altın çağ

altın çağ

The Great Depression was the golden age of gangsters. - Büyük Bunalım, gangsterlerin altın çağındaydı.

The golden age is before us, not behind us. - Altın çağ bizim önümüzde, arkamızda değil.

altın çağı

altın çıkarmak

altın çıkarmak

altın şartı

aramak (altın)

çeyrek altın

18 kırat altın olan bir tane tercih ederim

I would prefer one in 18 carat gold

Amerikan altın yağmurcunu

(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: yağmurkuşugiller,yağmurcunlar) American golden plover, lesser golden plover

Edebiyatın altın çağı

ağırlıkınca altın değmek

to be worth its weight in gold

ağırlığınca altın etmek

to be worth its weight in gold

beyaz altın

bilekinde altın bileziği olmak

to possess a profitable skill, be the possessor of a valuable skill

bu altın mı

donuk altın rengi

dövme altın

hayali altın şehir

ince altın

ingiliz altın lirası

işi altın

(Konuşma Dili) He is prospering

işlenmemiş altın

kolunda altın bileziği olmak

to possess a profitable skill

külçe altın

külçe altın

külçe altın

küçük altın yağmurcun

(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: yağmurkuşugiller,yağmurcunlar) pacific golden plover

nehirden elekle çıkarılan altın

nehirden elekle çıkarılan altın

nehirden eleyerek altın elde etme

on dolarlık altın para

sanat altın bileziktir

(Atasözü) A person who possesses a skill can always find work

sarı altın gold coin

(made of relatively pure gold)

standart altın

(Ticaret) standard gold

varak altın

yaprak altın

yirmi dolarlık altın para

çok altın çıkarmak

İstanbul'un taşı toprağı altın

(Konuşma Dili) The streets of Istanbul are paved with gold

Türkisch - Türkisch

Definition von altın im Türkisch Türkisch wörterbuch: Atom sayısı 79,atom ağırlığı 196,9 olan,1064 C'de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli,paslanmaz element; Bu elementten yapılmış: "Müsteşar, pantolonunun arka cebinden altın tabakasını çıkarıp sigara veriyor."- M. Ş. Esendal; Altından yapılmış; Başarılı kimse; Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 10640 C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element (simgesi Au); Atom sayısı 79, atom ağırlığı 196,9 olan, 10640 C de eriyen, kolay işlenen, yüksek değerli, paslanmaz element, kısaltması Au; Altından yapılmış sikke; Altından yapılmış sikke. Üstün nitelikli, değerli; Niteliği iyi olan, üstün nitelikte olan, değerli; zer; (Osmanlı Dönemi) AYN; (Osmanlı Dönemi) NEHAR; ammi; (Osmanlı Dönemi) ZEHEB; (Osmanlı Dönemi) NUZAR; (Osmanlı Dönemi) BALİŞ; (Osmanlı Dönemi) NAZİR; kızıl
altın hamster: (Hayvan Bilim, Zooloji) Altın hamster (Mesocricetus auratus), Suriye hamsteri olarak da bilinir, Cricetidae familyasından bir kemirici türü
altın küre: 'Altın Küre' Ödülleri, her yıl resmi bir yemek töreniyle film ve televizyon dizilerine verilen Amerikan ödülleridir. Hollywood Foreign Press Association tarafından 1944'ten beri verilen ödüller film endüstrisi için verilen önemli ödüllerdendir. Ödüller özellikle 1996'tan sonra önem kazanmıştır, bunun nedeni de HFPA'nin NBC adlı televizyon kanalıyla yaptığı anlaşmadır. Oscar ve Grammy'den sonra üçüncü en çok izlenen ödül törenidir. Ödüller aynı zamanda film, dizi ya da aktrist ve aktörler için iyi bir referans olarak kabul edilir. Ödüller, 86 film eleştirmenin oylarına göre verilir
altın oran: Altın oran, doğada sayısız canlının ve cansızın şeklinde ve yapısında bulunan özel bir orandır. Doğada bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, yüzyıllarca sanat ve mimaride uygulanmış, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Doğada en belirgin örneklerine insan vücudunda, deniz kabuklulularında ve ağaç dallarında rastlanır. Platon'a göre kozmik fiziğin anahtarı bu orandır. Altın oranı bir dikdörtgenin boyunun enine olan "en estetik" oranı olarak tanımlayanlar da vardır
altın çilek: (Botanik, Bitkibilim) Bektaşi üzümü, ufak, sarımsı-yeşil veya kırmızımsı renkte, şeffaf, tüylü kabuklu, yumuşak bir meyve
ALTIN ANKESİ: (Hukuk) Para değerini desteklemek ve dış ödemelerde kullanmak üzere merkez bankasınca ayrılan ihtiyat
ALTIN KOZAK: (Osmanlı Dönemi) Padişahlar tarafından yabancı hükümdarlara gönderilen nâme-i hümayunun konulduğu muhafaza
altın beşik: Bir elleriyle kendi bileklerini kavrayan iki kişinin, öteki elleriyle karşılıklı olarak birbirlerinin bileklerini tutmaları
altın bilezik: Geçimi sağlayan sanat veya meslek
altın bilezik: Kola takılan ve pek çok türü olan, altından yapılmış süs eşyası
altın böcek: Böcekler sınıfının, kınkanatlılar takımından, yeşil kırmızı renkleri olan eklem bacaklı bir tür böcek
altın dere: Trabzon'un Maçka ilçesinde, Sumela Manastırı'nı da barındıran ve ulusal park kapsamına alınan vadi
altın kaplama: Altın suyuna batırılarak ince bir altın tabaka ile kaplanmış (metal)
altın keseği: Yerden temiz külçe durumunda çıkan altın
altın kökü: Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka (Cephaelis ipeca cuanha)
altın küpü: İçinde altın saklanan küp vb
altın küpü: Altın para biriktiren; parası çok olan
altın oluk: Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı turistik bir belde
altın sarısı: Altın renginde olan
altın suyu: Bir kısım konsantre nitrik asit ile üç veya dört kısım konsantre hidroklorik asitten oluşmuş, özellikle platin ve altın gibi metalleri çözmekte kullanılan bir karışım
altın topu: Güzel ve tombul olan kucak çocukları için bir benzetme sözü olarak kullanılır
altın varak: Varak
altın yağmurcun: Bir tür kuş, yağmur kuşu
altın yıl: Eşlerin evliliklerinin ellinci yılı
altın çağı: En parlak ve mutlu çağ
Altınlar: (Osmanlı Dönemi) A'YAN

altın

Silbentrennung

al·tın

Aussprache

Resimler

Google Resimler

Historie

Favoriten

iOS

Android

Windows

Blog

Über uns

Kontakt

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.