Elizabeth'e halasının adı verildi.
- She was named Elizabeth after her aunt.
Babam bana halasının adını verdi.
- My father named me after his aunt.
Teyzeciğim kötü hissediyor.
- My aunty is feeling sick.
Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.
- Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.
Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu.
- Sami lived with his aunt.
Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- My mother's brother's wife is my aunt.