also, on top of that

listen to the pronunciation of also, on top of that
Englisch - Türkisch

Definition von also, on top of that im Englisch Türkisch wörterbuch

on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
ayrıca
in addition
yanında
in addition
bundan başka
in addition
yanı sıra

İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı. - In addition to being a doctor, he was a very famous novelist.

Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır. - In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.

in addition
fazladan
on top of
üstüne

Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy. - Put this book on top of the others.

Tom cüzdanını konsolun üstüne koydu. - Tom put his wallet on top of the dresser.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar. - A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.

Kedi masanın üstünde oturuyor. - The cat is sitting on top of the table.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Sen çan eğrisinin tepesindesin. - You're on top of the bell curve.

Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu. - St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.

in addition
ek olarak

Ek olarak beş dolar ödedim. - I paid five dollars in addition.

İngilizceye ek olarak Almanca eğitimi yapmak istiyorum. - I want to study German in addition to English.

in addition
ilaveten

İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım. - I had to pay 5 dollars in addition.

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
in addition
Bir de, hem de, ek olarak, dahası
in addition
Bir de, hem de, buna ek olarak
in addition
İlave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
in addition
bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

in addition
hem de
on top of
-in tepesinde
Englisch - Englisch
in addition
on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
also, on top of that
Favoriten