Onu görürsen, lütfen benim için ona selam söyle.
- In case you see him, please say hello to him for me.
Ve Tom'u görürsen, Ona benim için selam söyle.
- And if you see Tom, say hello to him for me.
Güle güle ve iyi şanslar.
- Goodbye and good luck.
Güle güle. Üzerinde anlaştığımız zamanda görüşürüz.
- Goodbye. I'll see you at the time we agreed on.
Sen asla hoşçakal demedin.
- You never said goodbye.
Hoşçakal demek için anneme telefon ettim.
- I phoned my mom to say goodbye.
Alo, burası oda servisi.
- Hello, this is room service.
Alo? Hâlâ burada mısın?
- Hello? Are you still here?
Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı.
- Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.
Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
- Hello, are you Mr Ogawa?
Hoşça kal demek için geldim.
- I've come to say goodbye.
Hoşça kal demeden odadan ayrıldı.
- She left the room without saying goodbye.
Tom Mary'ye elveda öpücüğü kondurdu.
- Tom kissed Mary goodbye.
Elveda, acımasız dünya.
- Goodbye, cruel world.