almost, but not quite; slightly short of

listen to the pronunciation of almost, but not quite; slightly short of
Englisch - Türkisch

Definition von almost, but not quite; slightly short of im Englisch Türkisch wörterbuch

nearly
neredeyse

Çocuğu öldükten sonra, o üzüntüden neredeyse çıldırdı. - She went nearly mad with grief after the child died.

O kaydı ve neredeyse düşecekti. - He slipped and nearly fell.

nearly
hemen hemen

İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık. - When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.

Amerika'da, benim programım hemen hemen her gün farklı ve benzersizdir. - In America, my schedule is different and unique nearly every day.

nearly
yakından
nearly
yaklaşık olarak

Saat yaklaşık olarak altıdır. - It's nearly six o'clock.

Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor. - The world population is expanding at the rate of nearly 90 million people a year.

nearly
bildiğim kadarıyle
nearly
takriben

Saat takriben altıdır. - It's nearly six o'clock.

nearly
az daha
nearly
az kalsın

Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu. - He was nearly hit by the car while crossing the street.

nearly
yakından/neredeyse
nearly
as nearly as I can tell yaklaşık olarak
Englisch - Englisch
nearly

He left a nearly full beer on the bar.

almost, but not quite; slightly short of
Favoriten